![]() |
Birdman:
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Hikaye Bir dönemin ‘Birdman’ adlı süper kahraman filmleri serisiyle ünlenen oyuncusu Riggan, Broadway’de kendi yönettiği ve başrolünde yer aldığı bir oyunun son hazırlıklarını yapmaktadır. Ancak provalar esnasında oyunculardan biri beklenmedik bir biçimde yaralanır ve yerinin acil olarak doldurulması gerekir. Lesley ve onun en yakın arkadaşı olan Jake’in önerisiyle bir zamanların gözde yıldızı olan Mike Shiner ile anlaşılır. Riggan sahneye çıkma hazırlıkları yaparken en başta Mike Shiner ardından ise oyuncu olan sevgilisi Laura, kişisel asistanlığını yürüten kızı Sam ve mükemmeliyetçi eski karısı Sylvia baş etmek durumunda kalır. Riggan kendine yeniden prestij kazandırmasını beklediği bu oyunu, beklentilerin aksine olumlu tepkiler kazanması için elinden geleni yapacaktır. Başrolde Micheal Keaton’ı seyredeceğimiz filmde ünlü aktöre Edward Norton, Naomi Watts, Zach Galifianakis, Andrea Riseborough ve Emma Stone eşlik ediyor. Kara komedi türündeki bu film, Paramparça Aşklar Köpekler (2000), 21 Gram (2003), Babil (2006), Biutiful (2010) gibi farklı yapımlarla karşımıza çıkmış olan Meksikalı sinemacı Alejandro G. Iñárritu’nun imzasını taşıyor. |
|
Film Hakkında Bir kaç Söz (Dikkat Spoiler İçerir) Birdman ünlü yönetmen Alejandro González Iñárritu’nun bir sanat ‘filmi’80’lerin sonunda ve 90’ların başında Michael Keaton bildiğiniz gibi BATMAN rolünü üstlenmişti. Bu filmde de baş aktör olarak Michael Keaton’un seçilmesinin rastgele olmadığını düşünüyoruz. Riggan Thomson (Michael Keaton), yıllar öönce bir filmde bir süper kahraman Birdman karakterini canlandırmış, iyi gişe rekorları elde ederek tanınmış bir Hollywood aktörüdür. Ama yıllar geçmiş ve artık unutulmaya yüz tutmuştur. Tek umudu Raymond Carver’in kısa bir öyküsü ile o eksi şaşalı günlerine bu seferde Broadway’de dönüş yapmaktır.Tüm film bir “verité sinema” tarzında. Yani Gerçekçi sinema tarzı. Doğaçlama ve kamera kullanımını ön plana çıkartan ve perde arkasından bir Broadway tiyatro üretiminin tüm teknik yönlerini gözetleme imkanı sunan bir film. Riggan’nın belki de en büyük hatası geçmişte o süper kahraman rolünü almasıdır. Sanırım bu ününden de pek hoşnut değildir. Filmin ticari başarısı iyidir ama sanatsal açıdan aktörü ne kadar doyurur orası açık. Şimdi ciddi bir Broadway oyunu oynayarak ortaya koyacağı gerçek sanat ile kendini kurtarmak için bir şansı vardır Riggan’ın. Ama onun Birdman kişiliği onu sürekli başarısız olma yönünde iknaya çalışır. İçinden bir bedensiz ses (ve daha sonra halüsinasyonlar) şeklinde kendini gösterir. Onunla konuşur, onu demoralize eder. Spoiler Başı————— Oyunda, pek de bu rol için uygun olmayan başrol oyuncusunun başına gizemli bir şekilde düşen sahne ışığı,tam da öngösterim (Premier) başlamak üzere iken oyuncuyu safdışı eder. Riggan’ın yaralanan oyuncu yerine başka birini bulmak için umutsuz olduğu bir anda aktör Mike Shiner (Edward Norton) çıkagelir. Öngösterim için Riggan’ı kurtaracak bir nimet gibi görünmektedir. Ama çok yakında Mike’ın aktörlük ve kişiliğinin son derece kararsız olduğunu ortaya çıkmaktadır. Örneğin daha ilk prova sırasında sarhoş olur sahneyi yanlış yorumlar ve bir izleyici kitlesi önünde, bir yatakta örtü altında yatarken kadın oyuncularından birine tecavüz girişiminde bulunur. Belki de Riggan’ın çıkışı için bir katalizör görevi görmektedir Mike. Daha sonra, bir barda, Mike’ın bakış açısını anlıyoruz. Ona göre seyircinin istediği farklıdır. gerçeklilikten uzak bir kısa aşk öyküsü, asla seyirci çekmeyecektir. Broadway’de daha başlamadan yenilgi ile bitecek bir savaştır. Bu arada Mike, Riggan’ra neden bu oyunu sahneye koyduğunu sorar. Riggan için bu çok önemlidir. Aktör olmasına sebep olmuş bir olaydır. Daha ünlü bir oyuncu olmadan önce genç iken bir oyunda Raymond Carver onu izlemiş ve onun aktörlüğünü yücelten küçük bir notu peçete üzerine yazarak Riggan’a göndermiştir. Riggan bunu yıllarca cüzdanının bir köşesinde umutla saklamıştır. Riggan bu oyunu neden sergilediği ve neden bu kadar önemsediği sorusuna cevap olarak cüzdanından çıkartıp bu notu Mike’a gösterir. Mike peçete üzerine yazılmış bu notu görünce, Raymond Carver’in bu notu yazarken sarhoş olduğunu söyleyerek onunla dalga geçer ve Broadway için çok yeteneksiz biri olduğunu söyler. Hatta Broadway’de ne yaparsan yap, bir eleştirmenin yazdıklarına bağlıdır başarın der. İsterse o eleştirmen oyunu hit yapar isterse daha ön gösterimde oyunu gömer. N. Times eleştirmeni film boyunca abartılı bir negatif karikatür sergiler. Broadway’in tanrısıdır adeta. Riggan bu tanrıya biat etmek için umutsuzca onun mabedi olan bar köşesinde küçük bir dua girişiminde bulunur. Ama görür ki kaderi çok önceden çizilmiştir. Eleştirmen, daha oyunu izlemeden Riggan’a oyununu yerin dibine gömeceğini söyler. İçindeki ses için bir fırsattır bu başlamadan bitecek olan Broadway yenilgisi… Riggan öngösterim sabahı, sokakta sızmış bir şekilde uyanır. Arkasında iç sesi Birdman vardır. Konuşur konuşur. Ve anında bir şimşek çakar Riggan’ın kafasında. Hollywood’da sahne teknikleri açısından kolay kahraman yaratırsınız. Peki ya tiyatroda.. Riggan kararını vermiştir. Kendisi sahnede bir gerçeklilik olmalıdır. Başarının tek yolu budur. Filmin sonuna doğru bir sahnede gerçekleşen ‘ultra-gerçekçilik’ Riggan’a istediği ve kimsenin önüne geçemeyeceği bir ün ve olumlu eleştiri verir. İstediği gibi mi olmuştur, bundan memnun mudur. Pek öyle görülmemektedir. Çünkü sanat dışında bir aksiyon ile oyunu HİT olmuştur. Ne Mike’ın ne Negatif N.Times eleştirmeninin söyleyecek hiç bir şeyi kalmamıştır. Eleştirmen sessizce salondan kaçarken görülür. Mike susmuştur. Sadece Riggan ve aksiyonu sahnededir. En son sahne nasıl yorumlanır ne anlatılmak istenir? Tahmin etmek zor. Ama bize göre yeni burnu ile fizik olarak sanki bir Birdman’e benzemiş, hatta onu yenmiş bir Broadway hit’i olmuştur artık. Spoiler Sonu—————– “Ticari başarı” ve “sanat” birbirini dışlayan iki faktördür. Sanat varsa ticari başarı yoktur. Ama Robert Downey Jr. ve Riggan gibi aktörler, her iki kavramın aynı anda aynı yerde başarılı olabileceğini kabul edenlerdendir. Film bizleri yani seyirciyi de acımasızca eleştirmektedir. Tabi biz bu eleştiriyi hiç bir zaman görmeden filmi terk etmiş olacağız. 87. Akademi ödülleri töreninde, En iyi film, En iyi Yönetmen, En İyi Özgün Senaryo ve En iyi Sinematografi dalında Oscar ödülü alan film, çekim teknikleri ve iyi yönetilmesi açısından sinemacılara bir ders niteliğinde gösterilmektedir. 2014’ün en iyi filmi denilmektedir. Dar kulis koridorlarında, sokakta oyuncu yanında arkasında yürüyen ve takip eden kamera ve iyi kullanılan filmin soundtrack’ini oluşturan bateri müziği seyirciyi bir dakika bile filmin dışına bırakmadan, sürekli konunun içinde kalmaya zorlamaktadır. İşte bir filmin yönetmeninin başarısının büyük bir kısmı da buradadır. Gerçekten sinema açısından çok başarılı bir film. İzlemenizi tavsiye ediyoruz. (K.E) |
|