DÜNYA TARİHİNE GEÇMİŞ ÇOCUKLAR
Kendini bir şekilde kurtarabilen çocuklar, yaptıklarıyla çevrelerini ve hatta dünyayı değiştirebilen, imkansızlıklara rağmen tüm talihsizliklere göğüs gererek, dünya tarihine geçmiş çocuklar…
ANNE FRANK (1929 – 1945)
Yahudi Soykırımı’nın simge isimlerinden olan Anne Frank ve ailesi Hitler Almanya’sında yaşıyordu. Babası Otto Frank bir banka görevlisiydi. 1929 Büyük Buhran’ı ile işleri kötüye gidince 1933 yılında iş ilişkilerini kullanarak Hollanda’ya gitmenin bir yolunu buldu. Adolf Hitler’in Hollanda’ya girmesiyle birlikte, buradaki Yahudilere de kısıtlamalar getirilir. Yahudilerin kendi işlerini kurmaları ve işletmeleri yasak olduğu için babası işlerinin başına yakın bir dostunu geçirdi. Temmuz 1942’de Anne’nin ablası Margot’a Yahudi olarak işaretlendi. Anne Frank, 14 yaşındayken Otto Frank’ın Prinsengracht’taki ofis binasının arkasında bulunan gizli bölmede saklanmaya başladı. Beraberlerinde yakın dost oldukları 4 kişi daha vardı. Burada bir hapis hayatı yaşayan, ailelerin dış dünyayla bağlantısını, ihtiyaçlarını Otto Frank’ın sekreteri Miep Gies sağladı. On üçüncü yaş gününde kendisine hediye edilen bir ajandayı günlük olarak kullanmış ve saklandıkları iki yıl boyunca yaşanan olayları günü gününe Kitty
adında birine ithafen yazılmıştı. İki yıl sonra saklandıkları yer polis tarafından basıldı. Anne gönderilmiş olduğu toplama kampında tifüsten hayatını kaybetti. Baba Otto Frank Kızıl Ordu’nun gelmesiyle kamptan kurtuldu. Miep Gies, Anne Frank’in 2 yıl boyunca yaşadıklarını yazdığı günlüğü Auschwitz toplama kampından kurtulan babasına teslim etti. Kitap olarak yayınlanan günlük dünyada büyük yankı uyandırmış ve böylece Anne Frank Nazi zulmünün en yakın tanığı olarak tarihe geçmiştir.
HECTOR PİETERSON (1963 – 1976)
1976 yılında Güney Afrika’daki siyah ayrımcılığına karşı ayaklanan öğrencilerden biriydi Hector Pieterson. Sweto Ayaklanması olarak tarihe geçen olaylarda polis kurşunuyla henüz 12 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Sam Nazima tarafından çekilen yandaki fotoğrafta vurulduktan sonra küçük bedeninin Mbuyisa Makhubo tarafından taşındığı, ablasının da yanında koştuğu görülüyor. Ölümünün ardından direnişin sembolü olan Hector Pieterson anısını yaşatmak için 16 Haziran, Ulusal Gençlik Günü olarak ilan edilmiş ve hâlâ anılmaktadır.
SAMANTHA SMITH (1972 – 1985)

Dünya Tarihine geçmiş çocuklar – SAMANTHA SMITH
ABD ve Rusya’nın uzun yıllar ilişkileri oldukça gergin olduğu yıllardı. Tarihçilerin daha sonra Soğuk Savaş Dönemi olarak adlandıracağı bu dönemde taraflar her gün birbirlerine atom bombası atmakla tehdit ediyorlardı. Böyle bir ortamda henüz 10 yaşında olan Samantha yazdığı mektupla tarihe geçti. Samantha Smith yazmış olduğu mektupta, 1982 yılında Sovyetlerin lideri Yuri Andropov’a Amerika ile neden anlaşamadıklarını soruyordu. Samantha’nın bu çıkışı toplumda büyük yankı buldu. İlk mektubu cevapsız kalmasına rağmen yılmadı ve 2. bir mektup yazdı. Sonunda istediği cevabı alan Samantha, Andropov’un davetlisi olarak Rusya’ya gitti. İki ülke arasındaki ilişkiler gittikçe yumuşarken Samantha Smith de İyi Niyet Elçisi ilan edildi. 1985 yılında bir uçak kazasında hayatını kaybeden Samantha ABD’nin en genç elçisi olarak dünya tarihine geçti.
IQBAL MASİH (1982 – 1995)
1983 yılında Pakistan’ın en fakir bölgelerinden biri olan Mudrike’de dünyaya gelen Iqbal Masih, 4 yaşına geldiğinde tüm yaşıtları gibi 600 rupi (yaklaşık 16 dolar) karşılığında bir halı dokuma fabrikasına işçi olarak satıldı. Haftanın 7 günü günde 14 saat çalıştırılan Iqbal 10 yaşında sadece 27 kg ağırlığında ve 6 yaşında gibi görünüyordu. Omurgası yamulmuştu ve ömrünün sonuna kadar böbrek sorunlarıyla mücadele edecekti. 6 yıl boyunca tutsak bir halde yaşam mücadelesi veren İqbal bir gün kasabada Bonded Labor Liberation Front (BLLF) adlı aktivist bir grubun toplantısı olduğunu duydu. Aldığı büyük riske rağmen o gün sonunda bir şekilde diğer çocukların da yardımıyla ve onlara geri döneceğine dair söz vererek BLLF’in toplantısına gitmek üzere fabrikadan kaçtı. Orada 10 yaşındaki İqbal Pakistan devleti tarafından peshgi’nin (bir çeşit tefecilik borcu) yasadışı ilan edildiğini öğrendi. Derneğin lideriyle konuşup yardımını isteyen İqbal kısa sürede onu köle taciri patronlarının elinden kurtaracak gerekli evrakları hazırladı. Evraklarını fabrika sahibine bizzat elden verme konusunda ısrar etti çünkü orada arkadaşlarına şunları söyleyecekti: “Korkmayın. Her şeyi öğrendim. Benimle gelin. Sizler özgürsünüz.“ Fabrikaya geri dönüp evrakları verdiğinde patron öfkesinden kendini kaybetse de hiçbir şey yapamadı. Masih diğer çocukları da peşine takarak ilk gününde kendisiyle beraber 34 çocuğu özgürlüğüne kavuşturdu. Çocuk işçiliğine karşı verdiği mücadele dünya çapında ses getirince, 16 Nisan günü ailesini ziyarete gittiği köyünde kuzenleriyle bisikletle gezerken üzerine ateş açılarak öldürüldü. İsmi bugün adına kurulan vakıflar aracılığıyla yaşatılıyor.