
KERWANE-KERVAN
An durur!
Öyle havaya asılı kalır insan bir süre. Ayakları yerde midir havada mı belirsiz.
An, durur!
Başka bir dünyaya geçer çevresinden soyutlanıp. Cıngıllı bir müzik duyulur, içinde minik, rengarenk pırıltılar taşıyan ışıktan bir bulut kaplar ortalığı. Cıngıllı müzik yerini derinden, bedeni saran, yürekten kopup gelen bir türküye bırakır. Zaman yoktur orada! Yer, önemli değildir. Bir ışık selinin ortasında ilerleyip zaman yolculuğu tamamlanır.
Saçları iki yandan örülmüş bir Kızılderili kızı vardır şimdi gözlerin önünde..Yakılmış köyüne, esir edilmiş babasına, öldürülmüş annesine ağlayarak bakan uzaktan..
Kamçılanan siyahlar gelir sonra görüntüye. Topraklarından koparılıp köle edilirler. Başkaldırmak yasaktır. İnsanlık, beyazlar için üretilmiş bir sözcüktür.
Bir insan kafilesi geçiyor şimdi! Zorlukla yürüyor kadınlar, çocuklar..ölüyorlar, nehirlere atılıyor ölüleri..biliyorlar en baştan ölüme gittiklerini. Yürüyorlar..düşe kalka, ölüme yürüyorlar!
Trene dolduruluyor başkaları. Bir toplama kampındalar, saçları kesilmiş. Gaz odaları kapısında kuyruktalar.
Yakılan evler geliyor şimdi, ağlayan ama sesi duyulmayan insanlar. Ne kaçmayı biliyorlar, ne isyanı. Ağlıyorlar, ölüyorlar..
Çığlıklar türkü olup bir kervana doluyor; yola düzülüyor kerwane…
****************
“Bu türküde ağlamak için Kürtçe bilmek gerekmez ” demişti Dünya. Bu kervanı anlamak için de gerekmiyor dil bilmek. Yaşanan bütün topraklardan geçiyor, bütün duyguları yaşatarak kervan.
İçinde dağlar var,
özlem var,
aşk var,
kar var,
yağmur var,
güneş var,
ölüm var,
korku var,
hüzün var,
sevinç var,
doğum var,
yaşanmışlık var
Olmayansa zaman, yer ve bir de deniz..Bir tek denizin kokusu yok bu türküde..dağları aşıyor kervan. Daha ulaşamamış düze, denize..
Kharon gibi değil bu kervanın sahipleri yine de. Ne para ne pul, yalnızca bir umut yüreklerinde, bir türkü dillerinde..Denize ulaşıldığında ise ölüme değil yaşama ulaştıracak bir kayık bulunur elbet.. ruhlar yüzyıl dolaşmasın diye…
1 Eylül Dünya Barış gününüz kutlu olsun.
Sinem Azbazdar DİNÇER
“êê…xewa sibê, xewa kur e eylo tê ber çavê min *** kerwanê, kerwanê |
“sabahın uykusu, derin uyku gözümün önüne gelir *** dağlar, ovalar, öyle gidiyorlar kervan, sahipsiz kervan… hani nerede yaşlıların ninnisi orası yuvamız bizim |
2012-09-01 17:24:44